İçimizde bir şeyler değişiyor …
Değişim başladı, tüketimde de
üretimde de…
Gıda hijyeninde ne gibi umutlarımız
olabilir diye düşünürken aklıma ilk gelen ‘denetim’ oldu. Güzel ülkemin güzel
insanları her şeyin en güzelini de üretiyor aslında. Eşsiz Türk mutfağı, gerek
damak tadı ile gerekse görselliği ile giderek de zenginleşiyor…
Halkımız hijyen kavramını çok daha
iyi algılamanın ötesinde, uygulamasını da görmek istiyor. AB kuralları da bizi
o yöne sürüklüyor zaten, AB’ye girmek veya girmemek ayrı bir konu ama hijyen,
kalite ve standartlar açısından bizleri törpülüyor hatta keskinleştirmeye doğru
götürüyor. Kurallar biraz daha katı, çerçeveleri belirlenmiş bir iş yapacaksan
‘işte böyle yapacaksın’ diyor. Standartları belirlenmiş, temiz ve kaliteli.. AB
uyum çalışmaları içerisinde en çok sevindiğim ruhumu da okşayan bir çalışmayı
Türkiye elinden geldiğince yürütmeye çalışıyor.
Artık Türk halkı, “Ne mutlu Türk’üm
diyene” sözünü “Ne mutlu temizim,
kaliteliteliyim, standartlarım var diyene” ile özdeşleştirmek istiyor.
T.B.M.M. ve AB uyum projelerinde
yer alan kurumlar durmadan kanunlar, yönetmelikler, taslaklar üretiyor. Hem de pek çok… Ne denli eksiğimiz olduğunu
zaten çıkarılan yönetmeliklerden de anlıyoruz. Daha önceleri bilip de
bilmiyormuş gibi yapmanın kolaylığını yaşardık. İçimizdeki boş vermişlik bizi
bu yöne hemen itiverirdi. Boş ver! Nasılsa kimse buna bir şey demiyor..
Halkımızda son derece anlayışlı hiç şikayet de etmiyor zaten..Ne gerek vardı ya
daha iyisini daha kalitelisini üretmeye… Zaten “alan almış satan satmış”
zihniyeti ile gül gibi geçinip gidiyoruz… Ama artık hal böyle değil… İçimizde
bir şeyler değişiyor… Bir kıpırtı var içimizde, bizi bırakmıyor. ‘İste’ diyor,
‘daha iyisini iste’ her şeyden önce ben bir insanım ve insanca davranışları (ki
bu davranışlarıda kapsayıp etkiliyor) üretimi, hizmeti hak ediyorum diyor.
Artık beğenmek daha zor, üretilen malda da hizmette de bu böyle. Bakınız bir
çok şeyin değişim noktası da burada yatıyor. Bu güzel bir şey, halk kalite
istiyor artık. Buyurun isterseniz kaliteli mal ve hizmet üretmeyiniz
dilerseniz. Tüketiciler, haklarını arıyor artık DUR diyor bana sattığın mala
bak ne hale geldi. Anında değişim başlıyor. Aksi halde medyada bile marka marka
yayınlanıyor, radyolarda tüketici programları yapılıyor. Size kötü bir mal veya
hizmet mi sattılar anında şikayet edeceğin masalara koş hakkın var diyorlar.
Hemen değişim başlıyor. İnsanlara güven geliyor. Ne güzel…
Değişim başladı, tüketimde de
üretimde de…
Pınar Gıda Grubu Başkan Yardımcısı
Sayın Hasan Girenes’de I. Tarım Arenası’nda yapmış olduğu sunumda “Günümüzde
hayvancılık faaliyetlerine de tüketici talepleri yön vermeye başladı” dedi. Ne
güzel özetlemiş oldu bir cümlede tüm bu
değişimleri. Sunumu arasında kullandığı bu cümleyi bende Performans Gazetesi’nin
Nisan sayısındaki haberinde başlığa taşımıştım. “Artık, tüketici talepleri
sadece hayvancılıkta değil, her sektörde belirleyici”. İşte bu da çok güzel…
Üretimde de hizmette de standartlar
artıyor… İnsanımızın umutları daha da artıyor… Artan ihtiyaç ve umutların
karşılanabilmesi içinse devletimizin “denetim mekanizmasını” ne yapıp bir an
önce uygulamaya başlatması kalıyor ki haksız rekabete yol açacak olan hava
delikleri(!) kalmasın…
Saygılarımla